Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmaması yılda milyarlarca liranın çöpe atılmasına neden oluyor. Ülkemizde yıllık 6 milyon ton ambalaj atığının sadece 2 milyon tonu kaynağında ayrıştırılırken, geri dönüşüme kazandırılamayan atıklar yüzünden ise yılda 5 milyar lirayı toprağa gömüyoruz.
(İstanbul) Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmaması bir taraftan çevre kirliliğini artırırken, bir taraftan da ekonomik israfa yol açıyor. İSO ve OMÜD işbirliğiyle düzenlenen ‘Kağıt Ambalaj Çözümleri Semineri’nde, Türkiye’de yıllık 6 milyon ton ambalaj atığının sadece 2 milyon tonunun kaynağında ayrıştırıldığı, kaynağında ayrı toplanmayan ve toprağa gömülen atıklarının ise Türkiye ekonomisine yılda 5 milyar liralık bir kayba neden olduğuna dikkat çekildi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) 26. Grup Kağıt, Kağıt Ürünleri Sanayii Meslek Komitesi ve Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) işbirliğiyle düzenlenen ‘Kağıt Ambalaj Çözümleri Semineri’ 25 Ekim 2018 tarihinde İstanbul Sanayi Odası’nda gerçekleşti.
Açılış konuşmasını Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve İSO Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayii Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu’nun yaptığı seminerde, Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Duran, Çukurova Kağıt ve Ambalaj Grubu Genel Müdürü İsa Doğanlı, Dönkasan Genel Müdürü Murat Kayhan Ural ve İBB Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı Bayram Ali Çakıroğlu sektörün sorunlarını ele alarak çözüm beklentilerini dile getirdi.
Seminerin açılışında konuşan OMÜD Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, “Dijital ortama geçilmesiyle, kağıt önemini yitiriyor gibi görünmekle birlikte ambalaj malzemesi olarak önemini korumaya devam ediyor. Sürdürülebilir, doğayla dost bir malzeme olması nedeniyle de diğer alternatif ambalaj malzemelerine göre uzun yıllar kullanılmaya devam edeceği öngörülüyor. Özellikle son tüketicide çevreye olan duyarlılığın artması ile kağıt, yıllarca önemini sürdürecek”diyor.
‘Kağıt atıklar çöp değildir, sanayinin ham maddesidir’
Kağıt sanayiinde 2010-2017 arasında üretimin yüzde 101,9 arttığına değinen Görenoğlu, şunları söylüyor: “Kağıt sanayinde en yüksek katma değeri ise yüzde 40,5 ile oluklu kağıt ve karton ile mamulleri alt sektörü yaratıyor. En yüksek tüketim yüzde 44 ile oluklu mukavva ürünlerinde. 2017 rakamları ile Türkiye’de 2 milyon 800 bin ton oluklu mukavva kağıdı ve yaklaşık 1 milyon 180 bin ton karton kağıdı tüketildi. Oluklu mukavva üretiminde ve karton ambalaj üretiminde Avrupa’da 5. büyük ülke konumundayız. Cumhuriyetimizin 100. yılında her iki sektörde de daha üst sıralarda yer alınacağını öngörüyoruz.” Konuşmasının sonunda sektörün ham madde ihtiyacının yüzde 80’inin, geri dönüşümden elde edildiğine de dikkat çeken Görenoğlu, ekliyor: “Bu noktada; ‘kağıt atıklarının çöp olmadığını ve sanayimizin ham maddesi’ olduğunu hatırlatmakta yarar var. Geri dönüşümün çok önemli olduğu bilinciyle tüm yurttaşlar olarak geri dönüşüme hak ettiği önemi vermeliyiz.”
Kağıt ve kutu fiyatlarında artış sürecek
Çukurova Kağıt ve Ambalaj Grubu Genel Müdürü ve OMÜD Yönetim Kurulu Üyesi İsa Doğanlı, oluklu mukavva sektörü olarak fiyat artışlarını, müşterilere açıklamakta zorlandıklarına işaret ederek, “Karton kutu fiyatları, ilk 8 ayda yüzde 33 artış gösterdi” diyor ve şöyle devam ediyor. “Aynı dönemde dolar yüzde 73, avro yüzde 69, ham madde fiyatları ise yüzde 32 oranında arttı. Bazı müşteriler kağıt fiyatlarındaki artışın sadece kur artışına bağlı olduğunu düşünüp ‘Kurlar düştü, kutu fiyatı neden düşmüyor’ diye soruyor. Oysa kurların artışı kağıt fiyatını artıran veya düşüren tek faktör değildir. Enerji ve kağıt atık fiyatı, kağıt fiyatını daha çok etkiliyor. Üretimde kullanılan kimyasal maddelerin maliyetleri de önemlidir. Artan maliyetler, gecikerek de olsa kağıt ve kutu fiyatlarını artırmaya devam edecek. Enflasyonun belirli bir yerde oturduğu ve kurların artık stabil hale geldiği algısı yerleşene kadar fiyat artışlarından ülke olarak kurtulmamız söz konusu değildir.”
Seminerde konuşan Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran, ambalaj sektörünün dünyada 670 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu vurgulayarak kağıt ve karton ambalajın bu büyüklük içerisinde yüzde 31 paya sahip olduğunu dile getiriyor. Duran, “Gelecek 5 yıl içerisinde Avrupa’da kağıt ve karton ambalaj tüketiminin 367 bin ton artması, bunun yüzde 40’ının ise Türkiye’den geleceği öngörülüyor. Ayrıca önümüzdeki 10 yılda dijitalleşmeyle birlikte ambalaj trendleri de değişecek. Yeni jenerasyon tüketici açısından fiyat değil, sürdürülebilir özelliği birinci sırada. Bu nedenle kağıt ve karton ambalajın çevreci özelliklerini kamuoyunda iyi anlatmalıyız” diyor.
Atıklar kaynağında ayrı toplanırsa ithalata gerek kalmayacak
Türkiye’de kişi başı günlük atık üretiminin 1 kg civarında olduğunu kaydeden Dönkasan Genel Müdürü Murat Kayhan Ural ise konuşmasında, geri dönüşümün Türkiye ekonomisi açısından önemine dikkat çekiyor. Ural, şunları söylüyor: “Yıllık bazda ise 30 milyon ton evsel atık oluşmaktadır. Yıllık olarak oluşan 6 milyon ton ambalaj atığının, yaklaşık 2 milyon tonu kaynağında ayrı toplanabiliyor. Toprağa gömülen ambalaj atığının miktarı ise 4.8 milyon ton. Toprağa gömülen atıkların ekonomik değerine bakarsak; 4 milyar TL’lik bir büyüklük sözkonusu. Bu atıkların toplanmasının ve gömülmesinin kamuya maliyeti 1 milyar lira, ülke ekonomisinin yıllık kaybı ise 5 milyar lira. Dolayısıyla eğer ambalaj atıklarını kaynağında toplamayı başarabilirsek yıllık 750 bin tonluk atık kağıt ithalatına da gerek kalmayacak.”
İBB Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı Bayram Ali Çakıroğlu da, dünyada gıdada kayıp ve zayiatın 1.3 milyar ton olduğunu, bunun maddi karşılığının ise 1 trilyon doları bulduğuna işaret ediyor. Türkiye’de ise en büyük kaybın yüzde 48 ile meyve ve sebzede gerçekleştiğine değinen Çakıroğlu, ekliyor: “Gıdadaki zayiat oranı, ister istemez maliyet olarak piyasaya sürülen ürünün etiketine yansıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Hal Yasası ile taşımadan kaynaklanan bu zayiatın en aza indirilmesini hedefliyoruz.”