Konya’nın önde gelen matbaa ve ambalaj işletmelerinden Bahçıvanlar Basım Sanayi A.Ş., Aras Grup’tan aldığı Komori Lithrone G40 H-UV 6+lak baskı makinesiyle In Mould Etiket (IML) üretimine başladığı Kasım 2013’ten bu yana teknik ve sermaye olarak çok emek ve özveri gerektiren bu alanda bir hayli yol almış. Komori Lithrone G40 6+ lak ofset baskı makinesi, benzersiz bir konfigürasyonla müşteriye özel H-UV donanımlı olarak çok yüksek kalite, düşük fire ve düşük kurutma maliyeti ile IML etiket üretiyor. Ticari baskıda yatırımlarını tamamlayan firma, IML tesisine ikinci bir makine için mevcut ekonomik durgunluğu aşılmasını, ekonomide görüşü kısıtlayan bulutların dağılmasını bekliyor.
Sorularımızı firma ortağı Tufan Ali Bahçıvan yanıtladı.
• Konya’da işler nasıl gidiyor?
Konya’da hayat Anadolu’nun diğer illerinden farklı değil. Bayram öncesi başlayan durağan dönem, promosyon sezonu açıldığı halde aynen devam ediyor. Şu anda sürekli müşterilerimizin projeli işlerine devam ediyoruz. Yurt dışına çalışıyoruz ve iç piyasadaki durgunluğu biraz onunla dengelemeye çalışıyoruz.
• Ne zamandan beri ihracat yapıyorsunuz?
Yaklaşık üç yıldır IML ve ticari ofset baskıda ihracatımız var. Kıbrıs’ta 10 – 12 yıldır çalışıyoruz ve 7 yıldır orada bir şirketimiz var ve Kıbrıs’taki turizm sektörüne ciddi anlamda destek veriyoruz. Ambalaj tarafı fena değil. Son bir buçuk yıldır ihracat büyüyen bir hacimle çok iyi gidiyor. Ne kadar ihracata da çalışsak iç pazarın durması bizi de çok ciddi anlamda etkiledi. İç pazarda ana ham madde, yardımcı malzemeler, kağıt temini tamamen nakite döndüğü için bu bizi finansal olarak zorluyor. Yüzde 60-70 oranında, müşteriyle peşin çalışmaya gayret ediyoruz. Bu nedenle anlaşamadığımız, ayrılan müşterilerimiz oluyor. Fiyattan değil ödeme şartlarından dolayı anlaşamadığımız müşteriler oluyor.
Bu konuda yapacak hiçbir şey yok. Finansı güçlü olan, zorlansa da çalışmaya devam edecek. Sadece matbaacılıkta değil her alanda tesisler ciddi alanda sıkıntı yaşıyor. Her sektöre iş yaptığımız için bu sıkıntıları görüyoruz. Hacimler çok düştü, baskı adetleri çok düştü. Yüz bin adet gelen siparişler 20 bin – 30 bin gibi rakamlara düşürülüyor. Herkes günü kurtarma peşinde. İki ayda değil, 20 günde bir sipariş veriyorlar ve bütçelerine göre kendilerini korumaya alıyorlar. İl dışındaki müşterilerimizin neredeyse % 60-70’ini peşine döndürdük ama yirmi – otuz yıllık müşterilerimizle eskisi gibi devam ediyoruz. Anadolu’da olmanın sıkıntılarını da hissediyoruz.
• Kıbrıs haricinde hangi ülkelere ihracatınız var? O ülkelerdeki müşteriler için neler yapıyorsunuz?
Bulgaristan, Hollanda gibi ülkelerde turizm sektörüne çalışıyoruz. Bu işler hep referansla geliyor. Yeni bir otel açıldığında bizi buluyor ve onun işi diğerlerine, özellikle yeni açılanlara referans oluyor. Bir otel satın alma grubu ile çalışılıyorsa, satın alma grubu bütün ihtiyaçlarını en azından açılış döneminde önceden kestiremiyor. Bize gelirlerse, önlerine ihtiyaçları olacağını bildiğimiz dokümanların bir listesini koyuyoruz ve adetler, ebatlar onlar tarafından belirleniyor; tüm baskı ihtiyaçlarını bizden temin edebiliyorlar.
• İşinizin ne kadarı ticari baskı işlerinden oluşuyor?
Ticari ofset grubu işin % 28’ini, IML etiket % 50’sini ve diğer etiket işleri de % 22’sini oluşturuyor.
• IML size bir hayli ivme kazandırdı değil mi?
Kazandırdığı gibi şu anda IML bölümü 7/24 çalışıyor. Önce ikinci el bir makine ile başlamıştık. İki yıl sonra onu 6+ lak konfigürasyonlu Komori Lithrone G40 ile değiştirdik. O da yetmedi, baskı, baskı sonrası, kalite kontrol dahil ekibin tamamını İstanbul ve İzmir’den Konya’ya transfer ettik. Ondan sonra işler ivme kazandı ve şu anda 7/24 çalışır duruma geldik.
• IML’de hangi ülkelere iş yapıyorsunuz?
Şu anda Kuzey Afrika ve Orta Asya bölgesine çok yoğun iş yapıyoruz. Avrupa’da da görüşmelerimiz devam ediyor, teknik detaylar, test baskıları, karşılıklı ziyaretler ve görüşmeler biraz zaman alıyor ama sonuçlara yaklaşıyoruz.
• Malzeme temininde durum nedir?
IML tarafında malzeme avro bazlı dönüyor. Yine 60 – 90 gün vadeyle malzeme alabiliyoruz ama kur farkı ekleniyor. Döviz bazında malzeme alabiliyoruz. Öyle olunca iş biraz daha riske giriyor. Orada avantajımız IML’de işimizin % 55’i yurt dışına gittiği için döviz bazlı olması. Dolayısıyla ham madde, makine leasing borçlarını dövizle ödemede problem yaşamıyoruz.
• IML’de ihracat artıyor mu?
Her geçen gün yükselen bir trendi var. İhracata ilk başladığımızda haftada üç dört palet mal gönderirken şimdi 7-8 palete çıktı. Aynı işi yapa yapa o iş üzerinde teknik bilgiye sahip oldukça, kalitemiz arttıkça iş hacmimiz sürekli artıyor.
• Makine 6+lak, işler genelde kaç renk oluyor?
Beş renk garanti, bazen altıncı rengi de kullanıyoruz. Beş rengin altına IML’de hiç düşmüyoruz. Eğer ince beyaz yazılar varsa orada rengi tutturmak için Pantone renk kullanabiliyor ve dört rengi beş renge kendimiz de müşteri lehine çıkarabiliyoruz.
• Kadroda değişiklik var mı?
Efektif personel sayımız zaten 110 – 120 arasındadır; o sayıyı koruyoruz. Kendiliğinden emekli olan personel oluyor. Yerlerine yine yenilerini alıyoruz. Herhangi bir personel eksiltmesine gitmedik. Maliyette bir kısıtlama yapacaksanız o personel ile olacak iş değil. Eleman eksiltmek sorunu çözmüyor. Elemanlarınız tecrübe kazanmış olduğundan, yeni eleman almanız gerektiğinde yine iki üç ay tecrübe kazanması gerekiyor ve o arada iş kaybınız oluyor.
• Gazete Yeni Meram devam ediyor, değil mi? Gazete kağıdında sıkıntı var mı?
Gazete devam ediyor. Ödemeler de sorun olmadığı zaman hiçbir malzemede, kağıt dahil sıkıntı olmuyor.
• Babanız (Mustafa Yalçın Bahçıvan) matbaaya geliyor mu?
Babam 82 yaşında, sabah geliyor; öğle saatlerine kadar kalıyor, gidiyor. Kendisi hala Yönetim Kurul Başkanımız ve her konuda danışıyoruz, fikrini alıyoruz, tecrübelerinden faydalanıyoruz. Sadece iş değil her şeyi konuşuyoruz.
• Yeni yatırım düşünüyor musunuz?
IML grubunda iki adet 70 x 100 kesim makinemiz vardı, yetişmedi; geçen sene üçüncü 70 x 100 kesim makinesini aldık. Etikete boş etiket kesim ve yaldız makinesi aldık; aynı zamanda tabakalama da yapıyor. Hatırlamadığım ufak tefek yatırımlarımız da olabilir.
Yıllardır teknolojiyi yakından takip ederek bu firmayı belli bir seviyeye taşımayı başardık, her zaman üretilmeyeni veya sayıca az firmanın ürettiği ürünlere yönelik yatırımlar yaptık. Tabii ki teknolojinin ve yatırımın sonu yok, her ne kadar yatırım yapmayalım desek de, aklımız da sürekli yeni bir şeyler var, sadece biraz daha zaman geçmesi gerek.
• Kardeşler arasında iş bölümü nasıl yapıldı?
Ben sürekli form ve etiket grubu ile ilgileniyorum. Ağabeyim (Ahmet Hakan Bahçıvan) gazete ve ticari ofset grubu ile ilgileniyor. Kardeşim (Çağatay İbrahim Bahçıvan) ise finans ve IML ile ilgileniyor. Fakat bu işlerin tamamında hepimizin üretim-maliyet ve diğer konular da bilgisi var, birimiz olmadığı zaman diğerleri görevi üstlenir. Şirkette kalifiyeli personel ve iş tanımları sayesinde sistem çalışmaya başladı, geriye sadece ufak dokunuşlar kalıyor.
• İhracat için bir departman var mı, kendiniz mi yönetiyorsunuz?
İhracatla ilgilenen iki arkadaşımız var. Zaten siparişler ve tüm detaylar belli; üretimden detaylar arkadaşlarımıza geliyor ve onlar sevkiyatı, faturalandırmayı ve gümrüklemelerini ve müşteri bilgilendirmelerini yapıyorlar.
• IML’de boş kapasite var mı?
Şu anda IML’de boş kapasite yok. Yatırım yapmak gerektiriyor ama şu anda doğrusu biz de yatırım yapmak istemiyoruz çünkü o bölümde kapasite arttırmanız demek neredeyse 2.5 milyon avro yatırım yapmak demek. Bunu piyasalar açılıncaya kadar bekletiyoruz.
• IML’den önce etikete girmiştiniz; beklediğinizi buldunuz mu? Etikette ve IML’de tirajlar nedir?
Etikette Konya içinden ve dışından çok iyi bir müşteri profilimiz var. Çok nadir müşteri değiştiriyoruz.
Etiketin tirajı IML’e hiç yaklaşamaz. IML’de ayda 50 ton civarında ürün işliyoruz. Bir çeşit etiketten milyonlarca adet sipariş alıyoruz. Fakat Etikette palet bazında, koli bazında teslimat yapıyoruz, çok miktarlı işlere talip olmuyoruz, daha çok özel ürünler ve kısa tirajlı işler yapıyoruz.
IML’in makinesi (Komori Lithrone G40) çok hızlı, üretim kapasitesi yüksek. Etikette yüzümüzü güldüren şey, az sayıda personel ile işin dönmesi. Burada personel de hiç değişmedi. Etiketin masrafı, kârı hep sabit. Çok küçük değişiklikler oluyor. Etikette orta seviyede bir üretici olarak kalmayı tercih ettik. Büyürseniz, büyüklerle rekabet etmek durumunda kalıyorsunuz; günün sonunda kârınızda pek bir değişiklik olmuyor. Dört beş yıl sonra kârınız fazladan bir etiket makinesi oluyor. O yüzden biz etikette örneğin daha hızlı bir flekso baskı makinesi koyma yoluna gitmedik.
• Etikette dijitali düşündünüz mü?
Hem makine bedelini hem de her ay ‘click’ bedelini ödemek bize cazip gelmedi. Makine benimse neden ‘click’ bedeli ödüyorum? Değilse niye makine bedelini ödüyorum. Her ay birinin gelip benim sayacımı kontrol etmesi işime gelmiyor. Bu yüzden dijitali tercih etmedik.
• Bir ara sektörden memnun değildiniz? Şimdi ne düşünüyorsunuz?
Bazen gene umutsuzluğa kapılıyoruz ama ondan sonra bir iki hafta kendimizi tedavi ediyoruz; yine devam ediyoruz. Sonuç olarak ben bu şirkette 30 yılımı geçirdim, abim daha fazla, sektörden çıkış gibi bir niyetimiz hiç olmadı. Piyasa şartları değişiyor, ürün çeşitliliği ve talepler farklılaşıyor, Sürekli form talepleri her geçen gün e-fatura’dan dolayı azalıyor, Ticari ofset baskılar, dijitalleşmeden, sosyal medyadan dolayı azalıyor. Bu yüzden piyasadaki şartlara göre değişimleri yaparak devam etmek gerek.
• Binanızla ilgili tüm inşaat işleri tamamlanmış görünüyor. Bu konuda eksiğiniz var mı?
Eksiğimiz yok. Şu anda 5600 metre kare alanımız tamamen dolu. İki bin metre kare daha olsa hayır demezdik. Tonajlar çok arttı. Stokta tutulması gereken malzeme çok arttı. Bu yüzden yer sıkıntısı olabiliyor. Kağıt, karton ve malzemeyi siparişe göre alarak stok tutmamaya çalışıyoruz.
• Konya’daki durumu nasıl tanımlarsınız?
Konya’da çok ciddi bir sanayi yatırımı var. Ama bu dönemde herkes beklemede. Pek hareketlilik yok. Yatırımlarla 4. ve 5. Organize Sanayi Bölgeleri doldu; 6. Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor. Ama orada da inşaatlar durmuş durumda. Bu belirsizlik herkesi tedbir almaya yönlendirdi.
• Önümüzdeki bir yıla ilişkin projeksiyonunuz nedir?
Doğrusu bu dönemde yavaş yavaş uzun dönem planlamalar yapıyoruz, çok kısa dönem plan yapmamaya çalışıyoruz. Hedeflerimiz devam ediyor ama üç ay – dört ay askıya alınmış durumda. Yerel seçimler sonrasında duruma bakacağız. Tahsilatlarda inanılmaz zorlanıyoruz ama borçları da ödemek zorundayız.
Son bir yıldır üzerinde durduğumuz bir konu vardı; bir tasarım merkezi kurduk. Sanayi Bakanlığı’na müracaat etmiştik; geçen ay Tasarım Merkezimiz onaylandı. Bir tür Ar-Ge çalışmasıyla, özel ürünler için, ambalaj ürünleri için çok farklı modeller geliştiriyoruz. Orada 12 arkadaşımız çalışıyor. Sürekli bir şeyler geliştiriyorlar ve biz de uygulanabilirlik konusunda yardımcı oluyoruz. Ortaya çok güzel çalışmalar çıkıyor ve onları müşterilere sunuyoruz. Ambalajda farklı bir pazar yaratmaya çalışıyoruz. Şu anda farklı çanta ve defter modellerimiz, piyasada satılan ve müşterilerin kullandığı ambalaj ürünlerimiz var.