Dünya Çevre Günü vesilesiyle düzenlenen OMÜD web seminerinde Horizon Danışmanlık Yönetici Ortağı Eser Erginoğlu Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda bilgi verdi ve şirketlere önerilerde bulundu.
Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) Seminerler Serisi 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle düzenlenen özel bölümüyle devam etti.
Sanal ortamda, 4 Haziran Cuma günü gerçekleştirilen seminerde güncel ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Oluklu Mukavva Sektörüne Etkileri’ konusu değerlendirildi. Seminerde OMÜD Genel Sekreteri Umay Yılmaz moderatörlüğünde Horizon Danışmanlık Yönetici Ortağı Eser Erginoğlu, Avrupa Yeşil Mutabakatı genel bilginin ardından mutabakat içeriği ve önemli alt başlıklara değindi, mutabakatın oluklu mukavva sektörüne etkileri üzerinde durdu ve sanayi kuruluşlarına önerilerde bulundu. Seminer, soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.
Daha önce iklim ve çevre konusunda, Kyoto Protokolü, 2015 Paris Anlaşması gibi belgeler imzalandığını hatırlatan Eser Erginoğlu, bu belgelerin iyi niyet beyanından ibaret olduğunu ve bir yaptırım getirmediğini belirterek; şunları söylüyor:
“Avrupa Yeşil Mutabakatı, ilk defa bu tür iklim konularında daha kurallara bağlı, daha ölçümlere dayanan, daha ülkelere, şirketlere kurallar koyan birtakım setlerle geliyor. Mutabakat, karbon salınımına neden olan etkenleri ayrıştırıp, en çok salınıma neden olanlara odaklanarak karbon nötr bir kıta hedefliyor.”
Karbon salınımının %58’inden sorumlu ABD, Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya’nın önlem almaması durumunda diğer ülkelerin alacağı önlemlerin anlamı olmayacağını belirten Erginoğlu, Başkan Biden tarafından destek verilmesinin önemini vurguluyor. Bunun sanayiciler için önemi, sadece AB ülkelerine değil, ABD, Kanada, İngiltere vd. mutabakata destek veren ülkelere ihracatta da sonuçları olacağının bilinmesinde yatıyor. Ambalaj hemen her üründe olduğundan ihraç edilen ürünlere ambalaj üreten, ihracatçı olmayan üreticilerin de döngüsel ekonomi gerekliliklerini yerine getirmeleri gerekecek.
Mutabakat kapsamında, örn. oto tamirinde işe yarayan, kullanım ömrü olan ‘çıkma’ parçaların kullanımı artık konsept haline gelecek. Amaç, yedek parça üretimini, dolayısıyla karbon ayak izini azaltmak.
Eser Erginoğlu şirketlerin Kapsam (Scope) 1, 2, 3 şeklinde sınıflandırılan karbon ayak izlerini ölçmeleri ve bilmeleri gerekeceğini söylüyor ve üç kapsamın da ölçülmesini öneriyor. Önümüzdeki dönemde, bunları raporlamaları istenebilecek.
Şirketler iklim risklerini açıklayacak
Erginoğlu’nun aktardığı 2019 FEFCO raporuna göre, bir ton oluklu mukavvanın beşikten mezara karbon salınımı etkisi 538 kg. Sektörün kullandığı ham maddelerin %80’i hurda, %20’si selüloz bazlı. Kâğıt ambalajlar %93.5 oranında geri kazanılırken metal %80, cam %76, ahşap %29, plastik ise %26 oranında geri kazanılıyor. Erginoğlu sunumunda, plastikten diğer ambalaj malzemelerine ve oluklu mukavvaya yönelimle ilgili ambalajda çevre dostu inovasyon örneklerine de yer verdi.
“Borsaya açık şirketler bugüne kadar finansal risklerini açıklamakla yükümlüydüler. Artık iklim risklerini de açıklayacaklar” diyen Eser Erginoğlu, Task Forces on Climate-Related Financial Disclosures (TCFD) adlı, iklim değişikliği ile ilgili finansal verilerin açıklanmasına dair bir çalışma grubunun, iklim risklerinin de diğer finansal riskler gibi yatırımda bir karar etkeni olarak dikkate alacağını, yatırımcıların artık şirketlerin iklim risklerine de bakarak yatırım yapacaklarına dikkati çekiyor.
İklim riskleri nasıl açıklanacak? Erginoğlu bunun için birkaç yöntem açıklıyor:
“Bunların en bilineni, yaygın olanı Carbon Disclosure Project (CDP). CDP, Avrupa Komisyonu’ndan hibe alarak kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir organizasyon. Bu organizasyonda 10 bini aşkın şirketin risk değerlendirmesini görmeniz mümkün. CDP bunu üc kategoride yapıyor. Türkiye’den 129 firma bulunuyor; 10 firma A kategorisinde değerlendirilmiş. CDP size bir soru seti gönderiyor ve o soruları yanıtlamanızı bekliyor. İklime, suya ve ormana etkinizi değerlendiriyor. Dört seviyede değerlendirmenizi yapıyor. Sonucunda size bir karne veriyor. Hangi kategoride olduğunuzu belirliyor. Bir firmanın CDP’de yer alması, iklim konusundaki ciddiyetini ve hassasiyetini gösteriyor.”
Eser Erginoğlu, Lafarge gibi çok yoğun karbon salınımına neden olan sektörlerdeki şirketlerin bile CDP’de yer aldıklarını, önemli olanın sorunun sahiplenilmesi ve yol haritası belirlenmesi olduğunu vurguluyor.
Bir diğer yöntem, Sınırda Karbon Düzenlemesi (SDK), Erginoğlu’na göre birinci etapla oluklu mukavva sektörünü ilgilendirecek bir konu değil. Bu daha çok müşterinizi ilgilendiriyor olabilir ve müşteriniz sizden karbon salınımınızı düşürmenizi isteyecek. İhracatta bir tehdit olabilir. Karbon salımı konusundaki baskıların sanayicileri fabrikaları AB dışına taşımaya zorlaması sonucu, karbon kaçağı olarak adlandırılan bu gelişmeyi önlemek için AB Komisyonu SDK’yı getirdi. Vergilerin nasıl toplanacağı ve kullanılacağı yakında açıklanacak.
Karbon Hakkı, seminerde dile getirilen bir diğer önemli konu. AB 2005 yılında ücretsiz haklar dağıtmaya başladı. Aralarında kağıt sektörü de olan karbon yoğun sektörlerde en büyük 10 oyuncunun karbon salınımını ortalamasını eşik olarak belirlediler. Bu eşiğin altında karbon salımı olanlara ücretsiz karbon hakkı dağıttılar. Üstünde salım yapanları, fazla salım oranında vergiye tabi tuttular. Komisyon yıllar içinde ücretsiz hakları 2 milyon tondan en son 2019 yılında 750 bin tona kadar düşürdü. AB önlem almanızı bekliyor, alamazsanız vergiye tabi tutuyor. Bu karbon hakları satılabiliyor.
Karbon kaçağı listesinde yaklaşık 82 milyar dolar AB ihracatımızın 32 milyar dolar tutarındaki kısmının etkileneceği görülüyor. Sektörler arasında çimento, demir – çelik, bina – inşaat, kimya, tekstil, ilaç var.
İhracatta riskler ve fırsatlar
Eser Erginoğlu, ihracatta riskleri ve fırsatları dikkati çekiyor.
Riskler arasında adil olmayan bir SDK düzenlemesi ihtimali, SDK’ya hazır olmayan firmalarda (-) EBITDA etkisi, müşteri taahhütlerine uyumsuzluk (müşteri kaybı), finansman kaynaklarına erişimi sayıyor.
Fırsatlar arasında ise Türkiye’nin AB’ye lojistik yakınlığının Asya tedarikçilerine göre avantaj olmasını, Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımı, AB’ye uyumlu ihracatçıların yeni müşteri / pazar edinme imkânını, iyi projelerle AB fonlarından yararlanma imkânını, son olarak Yeşil İnovasyon ve Dijital Dönüştürme yatırımının hızlanmasını gösteriyor.
Eser Erginoğlu’nun şirketlere nasıl bir yol haritası izlemeleri konusunda tavsiyelerde bulunduğu web seminerinin tamamını Youtube’dan izleyebilirsiniz.