Üretimde çevreci yaklaşımını ön plana koyan İlketap, yeni makinası ile müşterilerinin yaldız folyo ile bağını kopartmayı hedefliyor. Komori G40 Advance ile tek geçişte, özel metalik mürekkeplerle, folyo efektli etiketleri artık daha kaliteli, daha hızlı, daha az fire ve daha az maliyetle üretmesi mümkün.
Komori G40 Advance’in konfigürasyonu, İlketap’ın müşteri ihtiyaçlarından yola çıkarak, uzun yıllara dayanan Ar-Ge çalışmaları sonucu kendi geliştirdiği know-how ile, taklit edilemeyen etiketleri basabilmek için düzenlenmiş. Ebadı ve konfigürasyonu ile dünyada ilklerden. Makineden 105 x 75 cm kâğıt geçebiliyor. Toplamda 12 üniteli olan makina 9 baskı ünitesine sahip.
Komori Türkiye Temsilcisi Aras Makina Genel Müdürü Hamdi Kaymak “Genelde bizde ofset üzerine çift lak düşünülürken İketap dizilimde farklılık yarattı” diyor ve şöyle devam ediyor: “Makinada ilk ünite ofset, ikinci ünite flekso, sonra 6 ünite ofset ve sonra yine bir flekso ünitesi var. Bu makina tamamen UV baskı yapacak, dolayısıyla ara kurutucu üniteye (DU ünitesine) de sahip. Çok gelişmiş bir kamera sistemi ve renk yönetim sistemi-spektrofotometresi var. Baskı sırasında tüm kros kontrolleri ve Delta-e, L.a.b. renk değerlerini takip edecek hem kamera sistemi hem de masa üstü PDC-SX kontrol sistemine sahip.
Makina üzerindeki bu iş kontrolleri üretim süreçlerinde hızı artıyor ve çok düşük firelerle iş üretme imkânı sağlıyor.”
Türkiye’de çok sayıda G serisi Komori baskı makinası kuruldu ama G Advance’in ilk kurulumu İlketap Etiket ve Ambalaj San. Tic. A.Ş.’ye yapıldı. Advance serisi ile çıtayı yükselten İlketap bu teknoloji ile kalitesinden hiç taviz vermeden üretim hızını artırıyor ama bunu minimum enerji kullanımıyla ve minumum fire oranları ile gerçekleştiriyor.
İlketap’ın ikinci kuşak yöneticisi Gökhan Öztel’in bu konfigürasyonu oluştururken çıkış noktası yüksek kalite ve yüksek verimlilik olurken, Komori’nin bunların yanı sıra çevreci üretime imkân tanıması, en az fire ve tasarruf imkânlarını da yaratabiliyor olmasından etkilenmiş. Özellikle folyo baskısı yerine Komori Advance ile kâğıda tek geçişte metalize baskı yapabilme yeteneği kazanmış olmaları onu heyecanlandırıyor.
Gökhan Öztel çocukluğunda ve gençliğinde babası ile matbaaya gelerek gelecekteki işiyle bağ kurmuş ikinci kuşak bir yönetici. 1996 yılında gittiği ABD’de Business Management okuduktan sonra 2000’li yıllarda fiilen matbaada çalışmaya başlamış.
Tüm etiket baskı teknolojilerine sahip olan, şeffaf etikette Türkiye’de pazar birincisi olan İlketap Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gökhan Öztel Matbaa Haber Yayın Yönetmeni Tamer Ardıç’ın sorularını yanıtladı.
- Bize İlketap’tan söz eder misiniz? Ben 80’li yıllarda o dönemin en donanımlı matbaası olan Türk Tarih Kurumu Matbaası’nda gördüğüm pres etiket kesim makinalarını sizin matbaanızda da gördüğümü ve şaşırdığımı hatırlıyorum.
İlketap Etiket ve Ambalaj Sanayi Bursa’nın en eski matbaalarından. Cağaloğlu’nda matbaacılığa başlamış olan babam Sedat Öztel, tarafından 1981 yılında kuruldu. Kurulduğunda matbu evrak basıyordu. Etiketin daha revaçta olacağı düşünülerek ofset baskı ile birlikte etiket alanında faaliyete başlandı. Bursa’da bol kaynak ve içecek sektörü ağırlıklı olduğu için su, soda, meyve suları için kâğıt etiket baskıları yapılıyordu.
İlketap, şimdi içeceğin yanı sıra kozmetik, gıda, deterjan, ev bakımı ürünleri sektörlerine yönelik üretim yapıyor. Türkiye’de kâğıt etiketle etiket sektörüne ilk adım atan matbaalardanız. Günümüzde etiket işi çok değişti. Artık farklı ambalaj türleri için farklı tekniklerle etiketler basılıyor. İlketap da müşteri taleplerine göre kendisini geliştirdi ve yatırımlarını buna paralel olarak artırdı.
Özel metalik baskı ünitesi ile folyo baskısına alternatif metalik kâğıt etiket
- Neden Komori Advance, neden böylesi bir konfigürasyon?
Biz etikete Komori makinalar ile başladık. Daha önce 4, 5 ve 6 renkli ve lak üniteli (Anadolu’da ilk) Komori’ler aldık. Şu anda baskı ünitesi olarak ikisi flekso olmak 9 baskı üniteli, kurutmalı toplamda 12 üniteli en son teknolojiyi barındıran makinamıza da sahibiz.
Aynı şeyi yapmayalım farklı bir yatırım yapalım ki hem işlerimizin katma değerini arttıralım hem de yeni talepler oluşturabilelim istedik. Bunun için makinaya özel bir metalik baskı ünitesi koydurduk. Bu ambalaj ve etiketçilerin çok işine yarayacak yeni bir teknoloji. Folyolar inline basıldıklarında ciddi bir firesi var, offline basıldığında ise ek bir maliyet söz konusu. Ayrıca sürdürülebilir bir çevre için folyo yerine kâğıt kullanımı da daha tercih edilir bir durum.
Biz bu ünite ile çevreci bir yaklaşımla kağıdın üzerine metalik renkler basarak fireleri azaltma hedefindeyiz. Bu proje ile ilgili Avusturya’dan global bir kağıt firması ile bir çalışma yaptık. Bu konuda aldığımız Altın ve Gümüş ödüllerimiz ile de bunu kanıtladık.
- Bu folyo baskısına alternatif metalik kâğıt etiket konusunu biraz daha açar mısınız?
Yaldız renkleri en iyi gravür baskı ve folyo ile alıyorsunuz. Ancak fireler fazla.
Biz, folyo yaldız efektini hem rulo da hem tabaka ofsette alabiliyoruz ama tabakada bunu yapmak ekstra işlem gerektiriyor. Bu da ek bir maliyet demek. Aras Makina ile geliştirdiğimiz bu proje ile tabaka ofsette yaldız renklerde üst bir noktaya geçmiş olduk.
Mirror Effect olarak adlandırılan yüksek parlaklıktaki yeni özel mürekkeple ve makinamıza eklediğimiz bu özel ünite ile artık inline olarak kâğıda folyo efekti veren baskı yapma imkânımız var. Bu da daha çevreci bir yaklaşım, hızlı servis, firelerin azaltılması, maliyetlerin düşmesi demek.
Günümüzde metalize kâğıt kullanılıyor ama ciddi maliyeti olan ve çevreci olmayan bu tarz ürünler bir süre sonra tamamen kalkacak. Biz şimdiden bunun altyapısını kurduk.
Müşterilerimizden çok olumlu geri dönüşler aldık. Bu daha çevreci. Yeni pazarlar oluşturmaya çalışıyoruz. Böylelikle hem işlerimizin kalitesini artırmış olacağız hem de bünyemize yeni işler katmış olacağız.
“Pazardaki çok farklı taleplere cevap vermekteyiz”
- Dokuz baskı üniteli UV bir makinaya yatırım yaptınız; gelen işlerde renk tercihleri hep böyle mi?
Pazardaki çok farklı taleplere cevap vermekteyiz. Müşteri talepleri üzerine yatırım yapıyoruz ama daha da ileriyi düşünüyoruz. Gerek makinanın kâğıt ebadı gerek metalik baskı ünitesi bunun için. Biz daha çok premium işlerle hizmet veriyoruz. Farkındalık yaratıyoruz.
Artık etikette 4 -5 renkli iş kalmadı. Beyaz, yaldız ve lak ekstra uygulamaları da düşünürsek işler 6 rengin üzerinde ve tüm bunların inline çözülmesi talep ediliyor.
G serisinin en son geliştirilmiş modeli Komori Advance makinamızın giriş ve çıkış bölümünde yenilikler var. Böylelikle işten işe geçiş hem daha hızlı hem de daha az işlemle. Daha az fire vererek üretim yapıyoruz.
Baskı aşamasında gözle görülemeyen unsurları takip eden kontrol sistemlerimiz var. Makinamızda çok az makinada olan tüm renk kontrol sistemleri bulunuyor. Hem renkleri kontrol edebiliyoruz. Hem de bir sorun olduğunda makina otomatik olarak renklere müdahale edebiliyor. Gelişkin kameraları sadece renk kontrollerini yapmıyor, işte oluşabilecek tüm sorunları da tespit ediyor. Kros kontrollerini de yapıyor. Spektrofotometresi mevcut. Bu makinamızla bir iş üretirken baskı sırasında ve baskı sonrasında bu değerleri müşterimizle, böyle basılmıştır diye sistemde paylaşabileceğiz.
Makinamızın baskı ebadı 70×100 ama 75×105 kâğıt geçirilebiliyor. Bu ebat kâğıt geçişi ambalaj için avantaj sağlıyor.
Tamamen UV baskı sistemine geçtik. Hem rulo hem tabaka tarafında artık tozlu baskı yapmıyoruz. UV tercih ettik çünkü makinalarımızın hepsinin aynı olması gerekiyor. Etikette standart çok önemli. Müşteri artık L.a.b. değerlerini okuyarak işi teslim alıyor. Ayrıca etikette çok daha ekstra renk talepleri var, UV mürekkeplerin renk gamı çok daha geniş.
- Sizin bir de rulo baskı tarafınız var.
2003 yılında tabakanın dışında sticker talepleri de alınca rulo sticker alanında önemli teknolojik yatırımlar yaptık. 2008 yılında yine üzerinde tüm baskı tekniklerini; gravür, flekso, serigrafi, ofset, sıcak yaldız, özel lak üniteleri bulunan 12 renkli makina yatırımımız oldu. Bu makinamız da Türkiye’deki ilk makinaydı.
2018 yılında da 15 renk + lak üniteli bir yatırımımız daha oldu. Bu makinalar bizi çok ileriye taşıdı. Aynı zamanda shrink sleeve’e geçtik. Shrink sleeve üretmeye başladık.
Etiket için istenen tüm baskı teknolojilerini hem de yapışkanlı ve giydirme (body sleeve) etiketlerin üretimini gerçekleştiriyor olduk.
Önceden etiket üretimimiz yapışkansız kâgıt üzerineyken şimdi kâğıttan farklı olarak şeffaf etiketler polipropilen, polietilen, metalize gibi çok farklı çeşitlerde malzeme üzerine farklı özelliklerde baskı yapabilme imkânımız oldu.
- Bu kadar geniş bir yelpazede hizmet vermek profesyonel insan kaynağı gerektirir. Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Global firmalar bizi çok geliştiriyor, ileri taşıyorlar. Teknolojiyi yakından takip ediyoruz, fuarlara katılıyor, kendimizi geliştiriyoruz. Yatırımlarımızı ileriye yönelik talepleri karşılayacak şekilde yapıyoruz. 20’si beyaz yakalı olmak üzere 70 çalışanımız bulunuyor. Aralarında İlketap kurulduğundan bu yana bizimle olanlar var. Çalışanlarımızı hep kendimiz yetiştirdik. Makinalarımız kurulurken özel eğitmenler aylarca bizimle oluyorlar. Ekibimiz toplu olarak onlardan eğitim alıyor. Daha sonra makinanın başına geçip kendimizi geliştiriyoruz. Hep birlikte öğreniyor, öğrendiklerimizi paylaşıyoruz. Çalışanlarımızın yanlarına gençleri takviye ediyoruz. Kendilerini geliştirenler farklı bir departmana geçiyor, kendi yerine gelene eğitimler veriyor.
- Makina parkınızda neler var?
Biz etikette olması gereken tüm baskı tekniklerine ve hepsinde en son teknolojilere sahibiz. Serigrafi, gravür, flekso, letterpress, rulo ve tabaka ofset. Yalnızca çok özel işler için kullandığımız gravür kalıbı dışında üretimin hiçbir aşamasında dışarıya bağımlı değiliz. Tüm baskı kalıplarını kendi bünyemizde pozluyoruz. Baskı öncesinde rulo etiket makinaları için Kodak, Komori makinalarımız için Fujifilm kullanıyoruz.
Toplam 5 adet sarım makinamız var. İkisi sleeve sarım için, 3’ü de kendinden yapışkanlı etiket için.
Baskı sonrasında tabaka ofset tarafında 6 adet kesim makinamız var. Dördü Baumannperfecta, 2 adet de düz kesim makinamız bulunuyor.
Fark yaratan çevreci yaklaşım
- Fark yaratan bir çevreci yaklaşımınız var. Bu üretimin tüm aşamalarını kapsıyor mu?
Üretim yaptığımız, mevcut fabrikamızın çatı alanına güneş panelleri kurduk. Güneş enerjisi sistemi ile kendi enerjimizin üretimini yapar hale geldik. Çatı alanımız işletmemizin harcadığı enerjinin %30’unu karşılıyor. Alanımız büyük olsa bunu yüzde yüz yapardık. Ancak, böyle bile olsa, sonuçtan çok memnunuz.
Geri dönüşüme uygun malzemeler de üretebiliyor ve müşterilerimize sunuyoruz. Şu anda Türkiye’de zorunlu olmasa bile hayata geçebilecek bazı projelere yavaş yavaş geçiyoruz. Örneğin, yakın bir gelecekte şişe toplanmaya başlandığında, buna uygun tutkallı malzemeleri, yarı mamül, tam mamül olarak sunabiliyoruz. Bu konuda Türkiye’de ilk, dünyada üçüncüyüz.
Şöyle bir sistemimiz var: Sticker’larda alt malzemeyi farklı, tutkalı farklı, üst malzemeyi farklı alabiliyoruz. Ar-Ge bazında ürün geliştirebiliyoruz.
Metalize kâğıdı geri dönüşüme veremiyorsunuz Alüminyum bazlı geri dönüştürülebilir kâğıttaki metalize görüntünün çekiciliğini mürekkep ile yakalayarak onun da geri dönüşümünü sağlayabiliyoruz. Geri dönüşüme uygun malzeme ile üretim yapabiliyoruz. Bunu gerek son yatırımımız Komori G Advance gerek rulo makinalarımızla yapıyoruz. Bizim etiket sektöründeki farkımız, geldiğimiz nokta budur.
Çevre ile ilgili sertifikalarımız var. Global firmaların denetiminden geçiyoruz. İşçi sağlığı güvenliği ve kalite anlamında belgelerimiz bulunuyor. İngiliz firması Sedex’in denetimindeyiz.
Sadece müşterilere yönelik olarak, maliyetten tasarruf sağlamak olarak bakmıyor, çevreye katkımızı düşünerek yeni teknolojilerle malzeme tüketimini azaltıyoruz.
“Kapasite artışı getiren yeni yatırımımız Komori G40 Advance UV ile ihracata yönelik çalışmak, artık Avrupa’ya daha fazla iş yapmak istiyoruz”
- Kurulumdan ve eğitimlerden sonra Mart ayında makinanız devreye girdi. Yeni yatırımınız bu sürede size ne kattı?
Sıfır hatalı baskı üretimi büyük katkı sağlıyor. Toplam kalite ve verimliliğini çok daha ileri bir aşamaya taşımış olduk. Bu otomasyonla verimliliğimizi, kalitemizi, iş kontrollerimizi, hızımızı artırdık.
Kros oturtmayı, renk kontrolünü makina kendiliğinden yapıyor, sorun varsa otomatik olarak çözüyor. Bu verileri müşterimizle de paylaşabileceğiz.
Bir Bursa firmasısınız. İstanbul dışından bir firma olarak kendinizi kabul ettirdiniz. Büyük pazar paylarına sahip oldunuz. Bize bu süreçten söz eder misiniz?
İstanbul elbette de çok büyük bir pazar. Öte yandan, Bursa zaten bir ticaret kenti; elbette avantajları, dezavantajları var. Biz verdiğimiz hizmet kalitesi ve teknoloji farkıyla zoru başardık.
Türkiye genelinde müşterilerimiz var: Türkiye’nin her noktasına hizmet veriyoruz. Kendimizi daha çok içecek etiketleri tarafında konumlandırıyoruz. İçecek sektörü ağırlıklı olarak Bursa, Bolu, İstanbul’da. İstanbul ile Bursa’yı kıyaslayacak olursak pazar payımız %50.
- İhracatta durumunuz nedir?
Yüzde yirmi civarında bir ihracatımız var. (On yıl önce %10 civarındaydı.)
Kendi içimizde Ar-Ge ve pazarlama ekibimiz var. Dışarıdan herhangi bir destek almadan tam kapasite çalışıyoruz. Son yatırımımız ile kapasite artışına da gitmiş olduk. Yeni açılan kapasite ile ihracata yönelik çalışmak istiyoruz. Libya, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Katar firmalarına hizmet veriyoruz. Kurumsal firmalara doğrudan ihracat yapıyoruz ve bu sayıyı artırma hedefimiz var. Planlarımız yine içecek, kişisel bakım ve temizlik ürünleri üzerine. Artık Avrupa’ya daha fazla iş yapmak istiyoruz.
İhracatımızı artırmak istiyoruz ama dünyadaki bu global sıkışmışlığın geçmesini bekliyor, savaşların sona ermesini diliyoruz. Böylelikle fuarlar tekrar canlanıp, ziyaretler başlayabilecek.
Pandemi döneminde her alanda olduğu gibi ihracat da biraz sancılı oldu. Bizim dolaylı ihracatımız da var. Ürünlerimiz Afrika, Japonya, Amerika, İngiltere başta olmak üzere dünyanın her yerine gidiyor.
“Etiket ve ambalajı güzel zamanlar bekliyor”
- Önünüze nasıl bakıyorsunuz, gidişatı nasıl görüyorsunuz?
Pandemide istisnai bir durum olarak etiket sektöründe Türkiye’de ve dünyada % 4-5 gibi bir büyüme gerçekleşti. Ambalaj sektörü ise katbekat büyüdü. Belki temel ihtiyaçların artması, sağlık ve gıda alanında yeni taleplerin artışı ile mevcut müşteri talepleri 4 kat arttı. Ben bir süre daha böyle devam edeceğini düşünüyorum.
Etiket ve ambalajı güzel zamanlar bekliyor. İşletmelerin etiketten ambalaja geçtiğini görüyorum. Bizim makina enlerimiz etikette epeyce geniş. Önceden 42 cm idi, şimdi 57 cm’ye çıktık. Bundan sonra belki 65-80’e taşınacak.
Günümüzde esnek ambalajlar çok rağbet görüyor; stand up pouch’lar, katmanlı ambalajlar, laminasyonlu ambalajlar… Hedefimiz bu alanlara girmek.
“Biz şu an mevcut müşterilerimizi gözeterek durumumuzu korumaya çalışıyoruz.”
- Bir malzeme sorunu da var, siz nasıl çözüyorsunuz?
Pandemide en büyük sıkıntı enerji kriziydi. Bundan dolayı ham maddeler gecikti. Terminler 4-5 aya çıktı. Metalize malzemelerde bu süre 8 ayı buldu. Kâğıt ve malzeme üreticilerinin koyduğu kota yüzünden artık fazla malzeme alamıyorsunuz.
Biz şu an mevcut müşterilerimizi gözeterek durumumuzu korumaya çalışıyoruz. Elimizdeki malzemeyi onlar için kullanıyoruz. Zaten bunu yeni bir müşteri için kullanmaya kalksak müşterimize cevap veremeyiz. Malzeme sıkıntısı yaşamamak için daha fazla finansman gerekiyor ama öte yandan ham madde fiyatları da belirsiz. Bu belirsizlik biz üreticileri de zor duruma sokuyor. Enerji krizi böyle devam edecek gibi gözüküyor. Savaşın bir an önce bitmesini diliyoruz,
- İlketap’ın gündeminde dijital var mı?
Bizim işlerimiz ağırlıklı olarak tirajlı işler ama dijitali yakından takip ediyoruz. Onu doğru bir zamanda kullanmak gerekiyor. Dijitale uygun bir müşteri ve iyi bir proje olduğunda o zamanki talep doğrultusunda doğru zamanda doğru yatırım yapacağız.